- Start
- Türk - Hun Tarihi
Türk - Hun Tarihi
Angebote / Angebote:
Türk-Hun tarihine baslamadan evvel bu konunun bazi özel durumlari hakkinda kisaca durmak istiyoruz.Bilindigi gibi tarihimizin eski devirlerine dair henüz Türkce yazili belgeler bulunmadigindan dolayi, bunu ancak gecmiste Türklerle irtibati olan yabanci kavimlerin bize sundugu kaynaklar dahilinde incelemek zorundayiz. Bununla birlikte Türk tarihinin en eski yazili Türkce vesikalari Kök Türk Kitabeleridir. Burada da herkesin malmu oldugu üzere, önce evrenin ve dünyanin, arkasindan insan oglunun yaratilmasi, sonra bütün cihanin hakimi olarak Türk atalarimizin Tanri tarafindan dünyayi yönetsin diye atanmalari anlatilir. Bu yüzden Orkun Yazitlari veya Kök Türk Kitabeleri diye de söylenen bu muhtesem abideler de Türk-Hun tarihini degil, daha cok Kök Türk caginda olup bitenleri görürüz. Iste bundan dolayi tarihciler, Asyadaki Türk-Hunlarin gecmisini yazmada tek bir millete ait vesikalarda aktarilan ve gözlemlenen olaylardan yola cikmak mecburiyetindedir ki, bu da Cin yilliklaridir.Tarihin en eski iki milletinden birisi olan Türklerin, bir vakitler Asyada birlikte yasadiklari Cin kavmi kendi tarihlerinden söz etmeye baslar-baslamaz Türkler hakkinda da bilgi verir. Hatta Cinin ilk efsanevi sülalesi Hsialarin büyük bir ihtimalle Türk olmalari cok yüksektir. Cünkü sonralari kaleme alinan birtakim bilgilere baktigimiz da, Cinlilerden daha fazla Türk hanedanlarinin bu sülaleye sahip ciktiklarini görürüz. Aslinda bu konu tarihciler tarafindan gözden kacirilmamasi gereken bir durumdur.Bütün bunlarin yanisira, Türk-Hun tarihi icin Cinve Latin- Bizans kaynaklarinin zor bir tarafi, Türkce ile bu dillerin farkli bir aileden olmasi hasebiyle sahis ve sülale isimlerin okunusunda zaman zaman tereddüte düsülmesi ve onlarin Türkce karsiliginin ne oldugunun da bilinemeyisidir. Bu milletler Türkce adlari kendi ses ahengine göre kaydettiklerinden, yüzlerce yil sonra ortaya anlamsiz kelimeler cikmistir. Hal böyle olunca, tarihcilerin bir kismi bu isimleri tahmin yoluyla tespite kalkismislar ve bazan da adin gercek seklini tamamen degistirmislerdir. Belki gelisi-güzel bir yol izlendiginden dolayi bir karmasa yasanmaktadir. Hakikatte biz de, bugün sadece Cinceleri söylenen birtakim adlarin Türkce karsiliklarini belirlemeye calistik. Ama, daha sonraki belgeler ve tarihteki diger Türk büyüklerinin isimleri de göz önünde bulundurularak, Türkcenin özellikleri ve Türk tarihin muhtevasina bakarak bir sistem takip ettik.Türk-Hun tarihinin yazimina gecmeden önce, döneme ait bütün Cince vesikalarin Türkce ve yabanci dillerdeki cevirileri toplanmis ve eserin ortaya cikmasinda bunlar esas alinmistir. Ayrica Hun tarihine ait pek cok arastirma ve inceleme de bu calismada yer bulmustur. Meseleler elbette, Türk milli tarihi cercevesinde bir bütün olarak degerlendirilmisse de, farkli görüslere de itibar edilmistir.Gercekte dünya da ve Türkiyede Orta Asya Türk Tarihi, J.M. De Guignes ile baslar. Onun yazdigi kitap neticesinde Türk tarihcilerinin önü acilmistir. De Guignesnin cevirilerinde birtakim eksiklikler olmakla birlikte, kim ne derse desin, bugüne kadar ortaya konanlar ondan cok farkli seyler degildir. Bazi ilim adamlari, zaman zaman yazilarinda De Guignesyi elestirseler de pek fazla ileriye gidememislerdir. Zaten kaynaklara sonradan bir sey eklemenin de imkani yoktur. Degerlendirmelerin hepsi bunlarin etrafinda sekillenecegine göre, ancak yorum ve cikarimlar farkli olabilir. Biz de, metinleri tabi ki oldugu gibi aktarmayacagiz. Cünkü izahi gereken bir sürü husus vardir. Bunu yapmak ise, Türk tarihini ve kültürünü cok iyi bilmeye baglidir. Muhtemelen bazi meselelerin aciklanmasinda bir kisim tarihcinin hataya düsmesinin en büyük nedenlerinden birisi, Türk tarihini ve kültürünü yeterince anlayamadiklari yüzündendir. Sadece bir dönemi veya belgenin dilini bilmek insanlari Türk tarihcisi yapmaz. Türk kültürü ve tarihi konusunda bir seyler söyleyebilmek icin cok derin birikim gerekir. Hatta bu da yetmez. Türk tarihcisinin, Türk insanini iyi tanimasi sarttir. Bu halk ne yer, ne icer, nasil yasar, nasil düsünür, olaylar karsisindaki tepkileri nedir, bu bilinmeden bazi problemler cözülemez. Bu yüzden, zaman zaman büyük yanlisliklarin ortaya cikmasina mahal verilmektedir.
Folgt in ca. 10 Arbeitstagen